المعافاة
والعقوبة
56- Affetme ve
Cezalandırma
أخبرنا محمد
بن عبد الله
بن المبارك
قال ثنا سليمان
بن حرب وهشام
بن عبد الملك
قالا ثنا حماد
وأخبرنا
إسحاق بن
منصور قال ثنا
أبو الوليد قال
ثنا حماد عن
هشام بن عمرو
عن عبد الرحمن
بن الحارث عن
علي قال كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول في
آخر وتره أعوذ
وقال محمد
اللهم إني
أعوذ برضاك من
سخطك وأعوذ
بمعافاتك من
عقوبتك وأعوذ
بك منك لا
أحصي ثناء
عليك أنت كما
أثنيت على
نفسك
[-: 7705 :-] Hz. Ali'nin bildirdiğine
göre, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) vitir namazının son rekatında şöyle
derdi: "Allahım! Gazabından rızana sığınırım. Cezalandırmandan affına
sığınırım. Senden yine Sana sığınırım. Seni hakkıyla övemem. Sen kendi kendini
övdüğün gibisin. "
Tuhfe: 10207
Daha önce 1448'de
tahrici geçmişti.
أخبرنا محمد
بن سلمة عن بن
القاسم عن
مالك عن هشام
بن عروة عن
أبيه عن أبيه
عن عائشة قالت
خسفت الشمس
على عهد رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فصلى رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بالناس فخطب
ثم انصرف ثم
قال يا أمة
محمد ما من
أحد أغير من
الله أن يزني
عبده أو تزني أمته
مختصرا
[-: 7706 :-] Hz. Aişe der ki: Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında Güneş tutulunca, Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) halka namaz kıldırıp hutbe verdikten sonra gitti. Sonra dedi
ki: "Ey Muhammed ümmeti! Hiç kimse, kölesinin zina etmesi veya carlyesinin
zina etmesi karşısında Allah'tan daha kıskanç değildir."
Hadisin metni kısa
olarak verilmiştir.
Tuhfe: 17159
Diğer tahric: Buhari
(5221)
أخبرنا
إسحاق بن
إبراهيم قال
أنا يحيى بن آدم
قال ثنا عيسى
بن طهمان قال
سمعت أنس بن
مالك يقول
كانت زينب
تفتخر في نساء
النبي صلى الله
عليه وسلم
تقول أنكحني
الله من
السماء قال يحيى
تريد قول الله
زوجناكها
[-: 7707 :-] Enes b. Malik der ki:
Zeyneb, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in diğer hanımlarına karşı
övünüp: "Allah, benim nikahımı gökyüzünde kıydı" derdi.
(Ravi) Yahya der ki:
Zeyneb, bununla, Yüce Allah'ın: " ... Onu seninle evlendirdik ... "
(Ahzab 37) ayetini kastediyordu.
Tuhfe: 1124
Daha önce 5377'de
tahrici geçmişti.
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
عن مالك
والحارث بن
مسكين قراءة
عليه عن بن
القاسم قال
حدثني مالك عن
هلال بن أسامة
عن عطاء بن
يسار عن عمر
بن الحكم قال أتيت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقلت يا
رسول الله إن
جارية لي كانت
ترعى غنما لي
فجئتها ففقدت
شاة من الغنم
فسألتها عنها
فقالت أكلها
الذئب فأسفت
عليها وكنت من
بني آدم فلطمت
وجهها وعلي
رقبة
أفأعتقها
فقال لها رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أين
الله قالت في السماء
قال فمن أنا
قالت أنت رسول
الله قال أعتقيها
[-: 7708 :-] Ömer b. el-Hakem der ki:
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gidip:
"Ey
Allah'ın Resulü! Bir cariyem koyunlarımı otlatırken geldim ve bir koyunun eksik
olduğunu gördüm. Ona koyunu sorduğumda: «Kurt yedi» dedi. Ben de buna üzüldüm
ve cariyenin yüzüne vurdum. Bir köle azad etme borcum var. Bu cariyeyi azad
edeyim mi?" diye sordum. Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem),
söz konusu cariyeye: "Allah nerede?" diye sorunca, cariye:
"Göktedir" karşılığını verdi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem): "Ben kimim?" diye sorunca ise, cariye: "Allah'ın
Peygamberisin" cevabını verdi. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi
ve sellem): "Bunu azad et" buyurdu.
Tuhfe: 11378
Daha önce 1142'de
tamamı geçmişti. Tahrici için 561'e bakınız.
أخبرنا شعيب
بن شعيب بن إسحاق
عن زيد بن
يحيى قال ثنا
مالك قال
حدثني أبو
الزناد عن
الأعرج عن أبي
هريرة أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
لما قضى الله
الخلق كتب في
كتابه وهو
عنده فوق
العرش إن
رحمتي سبقت
غضبي
[-: 7709 :-] Ebu Hureyre, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu bildiriyor: "Allah tüm
yarattıklarını yarattığı zaman kendi nezdinde Arş'ın üstünde bulunan kitabına:
«Muhakkak benim rahmetim, gazabımı geçmiştir» (diye) yazmıştır".
Tuhfe: 13828
Daha önce 7703'te
tahrid geçmişti.
أخبرنا محمد
بن عبد الرحمن
عن يونس بن
محمد قال ثنا
إبراهيم عن الزهري
عن أبي سلمة
وعبد الرحمن
الأعرج عن أبي
هريرة قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم لا
تخيروني على
موسى فإن
الناس يصعقون
يوم القيامة
فأكون في أول
من يفيق فإذا
موسى باطش
بجانب العرش
فلا أدري أكان
صعق فأفاق
قبلى أم كان
ممن استثنى
الله عز وجل
[-: 7710 :-] Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Beni,
Musa'dan üstün tutmayın. Kıyamet günü insanlar öldürülmüşken ilk dirilen ben
olacağım ve Musa'yı Arş'ın kenarına yapışmış olarak göreceğim. Artık ölenler
arasındaydı da benden önce mi dirildi, yoksa Allah'ın istisna ettiği
kimselerden midir, bilemiyorum" buyurdu.
Tuhfe: 13956
11393, 11394'te tekrar
gelecek.
Diğer tahric: Buhari (2411,
3408, 3414, 4813, 6517, 7428, 7472); Müslim 2373 (159, 160, 161); Ebu Davud
(4671); İbn Mace (4274); Tirmizi (3245); Ahmed, Müsned (7586); Tahavi, Şerh
Müşkili'l-Asar (1010, 5350, 5351); İbn Hibban (7311).
أخبرنا
يعقوب بن
إبراهيم قال
ثنا يحيى عن بن
عجلان عن سعيد
بن يسار عن
أبي هريرة عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال ما
من مسلم يتصدق
بصدقة من طيب
ولا يقبل الله
إلا طيبا ولا
يصعد إلى
السماء إلا
طيب إلا كان
يضعها في كف
الرحمن
فيربيها كما
يربي الرجل
فلوه أو فصيله
حتى إن
التمسوه تعود
مثل الجبل
العظيم
[-: 7711 :-] Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Hangi
müslüman helal olan malından tasaddukta bulunursa -ki Allah helal olandan
başkasını kabul etmez ve göğe helal olandan başkası yükselmez- tasadduk
ettiğini Rahman'ın eline koymuş gibidir. Bu infak ettiği şey bir hurma tanesi
bile olsa Allah'ın elinde, büyük bir dağ gibi olana kadar, kişinin tay'ını veya
deve yavrusunu büyüttüğü gibi büyür" buyurdu.
Tuhfe: 13379
Daha önce 2316'da
tahrici geçmişti.
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
عن مالك
والحارث بن
مسكين قراءة
عليه عن بن
القاسم قال
حدثني مالك عن
أبي الزناد عن
الأعرج عن أبي
هريرة أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
يتعاقبون
فيكم ملائكة
بالليل وملائكة
بالنهار
ويجتمعون في
صلاة الفجر ثم
يعرج الذين
باتوا فيكم
ليلتهم
فيسألهم وهو أعلم
بهم كيف تركتم
عبادي
فيقولون
تركناهم وهم
يصلون
وأتيناهم هو
يصلون اللفظ
لقتيبة
[-: 7712 :-] Ebu Hureyre, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu bildirir: "Gece bir
takım melekler, gündüz bır takım melekler size gelirler. Bunlar, sabah
namazında bir araya gelip buluşurlar. Sonra sizinle geceleyen melekler, ilahi
huzura çıkarlar. Rableri onlara: -Onlan en iyi bir şekilde bildiği halde-
«Kullarımı ne halde bıraktınız?» diye sorar. Onlar da: «Namaz kılarlarken
bıraktık; yanlarına gittiğimizde de namaz kılıyorlardı» derler".
Lafız, Kuteybe'ye
aittir.
Tuhfe: 13809
Daha önce 459'da
tahrici geçmişti.
أخبرنا عبدة
بن عبد الله
قال أنا حسين
قال ثنا زائدة
قال ثنا بيان
بن عبثر عن
قيس قال ثنا
جرير قال خرج
علينا رسول
لله صلى الله
عليه وسلم
ليلة البدر
فنظر إلى
القمر فقال
إنكم ترون ربكم
كما ترون هذا
لا تضامون في
رؤيته
[-: 7713 :-] Cerir der ki: Dolunayın
olduğu bir gecede Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) yanımıza çıkıp Ay'a baktı
ve: "Bu (ay'ı) gördüğünüz gibi Rabbinizi de göreceksiniz. Onu görmekte
zorluk çekmeyeceksiniz" buyurdu.
Tuhfe: 3223
Daha önce 460'da
tahrici geçmişti.
أخبرنا محمد
بن معمر قال
ثنا يحيى بن
أبي كثير قال
ثنا شعبة وعبد
الله بن عثمان
قال ثنا إسماعيل
بن أبي خالد
عن عيسى بن
أبي حازم عن
جرير بن عبد
الله قال كنا
عند رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ذات ليلة
فشخصت أبصارنا
فجعلنا ننظر
إلى القمر
ليلة البدر
فقال أما إنكم
ستنظرون ربكم
كما تنظرون
إلى القمر لا
تضامون على
رؤيته فإن
استطعتم أن لا
تغلبوا على
صلاتين
فافعلوا صلاة
قبل طلوع
الشمس وصلاة
قبل غروبها
وتلا وسبح
بحمد ربك
[-: 7714 :-] Cerir b. Abdillah
bildiriyor: Bir gece Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanındayken
gözlerimizi gökyüzüne çevirip dolunaya bakmaya başladık. Allah'ın Resulü
(sallallahu aleyhi ve sellem):
"Bu Ay'ı gördüğünüz
gibi Rabbinizi de göreceksiniz. Onu görmekte zorluk çekmeyeceksiniz. Eğer Güneş
doğmadan önce ve Güneş batmadan önce olan (sabah ve ikindi) namazları vakti
geçmeden kılabilirseniz öyle yapınız" buyurup: " ... Rabbini hamd ile
tesbih et.." (Taha 130, Kaf 39) ayetini okudu.
Tuhfe: 3223
Daha önce 460'da
tahrici geçmişti.
أخبرنا عمرو
بن يزيد قال
ثنا سيف بن
عبيد الله قال
وكان ثقة عن
سلمة بن عباد
عن سعيد بن
عبد العزيز عن
الزهري عن
سعيد بن
المسيب عن أبي
هريرة قال
قلنا يا رسول
الله هل نرى
ربنا قال هل ترون
الشمس في يوم
لا غيم فيه
وترون القمر
في ليلة لا
غيم فيها قلنا
نعم قال فإنكم
سترون ربكم
[-: 7715 :-] Ebu Hureyre bildiriyor:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e: "Ey Allah'ın Resulü! Rabbimizi
görecek miyiz?" diye sorduğumuzda, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Bulutsuz bir günde
Güneş'i görüyor musunuz? Ay'ı da bulutsuz bir gecede görüyor musunuz?"
karşılığını verdi. Biz: "Evet" cevabını verince, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem): "Rabbinizi de (böyle) göreceksiniz"
dedi.
Tuhfe: 13119
Daha önce 730'da tahrici
geçmişti. 11424'te uzun bir şekilde gelecek.
أخبرنا
إسحاق بن
إبراهيم قال
أنا بقية بن
الوليد قال
ثنا بحير بن
سعيد عن خالد
بن معدان عن عمرو
بن الأسود أن
جنادة بن أبي
أمية حدثهم عن
عبادة بن
الصامت عن
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
قال إني
حدثتكم عن المسيح
الدجال حتى
خفت أن لا
تعقلوه هو
قصير فجج جعد
أعور مطموس
عين اليسرى
ليس بناتئة
ولا حجراء فإن
التبس عليكم
فاعلموا أن
ربكم تبارك وتعالى
ليس بأعور
وإنكم لن تروا
ربكم حتى تموتوا
[-: 7716 :-] Ubade b. es-Samit, Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Ben size Deccal'den bahsettim, (ama
yine de) anlayamamış olmanızdan korktum. Şüphesiz Mesih Deccal kısa boylu, eğri
bacaklı (yürürken bacaklarının arası açık) kıvırcık saçlı, tek gözlüdür. Gözü
siliktir, kabarık da çukur da değildir. Eğer durumu size karışık gelirse
biliniz ki Rabbiniz tek gözlü değildir ve ölmeden Rabbinizi
göremeyeceksiniz" buyurduğunu bildirir.
Tuhfe: 5078
Diğer tahric: Ebu
Davud (4320); Ahmed, Müsned (22764).
أخبرنا محمد
بن بشار قال
ثنا أبو عبد
الصمد قال ثنا
أبو عمران
الجوني عن أبي
بكر بن عبد
الله بن قيس
الأشعري عن
أبيه قال قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم جنتان من
فضة آنيتهما
وما فيهما
وجنتان من ذهب
آنيتهما وما
فيهما وما بين
القوم وبين أن
ينظروا إلى
ربهم إلا رداء
الكبر على
وجهه في جنة
عدن
[-: 7717 :-] Ebu Musa el-Eş'ari, Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Kapları ve bütün eşyaları gümüşten olan
iki Cennet vardır. Yine kapları ve bütün eşyaları altından olan iki cennet daha
vardır. Adn (adlı) Cennet ehli ile bunların Rableri arasında, Ona bakmalarına
engel, Allah'ın kibriya perdesinden başka bir engel yoktur" buyurduğunu
bildirir.
Tuhfe: 9135
Diğer tahric: Buhari
(4878, 4880, 7444); Müslim (180); İbn Mace (186); Tirmizi (2528); Ahmed, Müsned
(19682); İbn Hibban (7386).
أخبرنا عمرو
بن علي قال
ثنا عبد
الرحمن قال ثنا
حماد بن سلمة
عن ثابت عن
عبد الرحمن بن
أبي ليلى عن
صهيب عن النبي
صلى الله عليه
وسلم في هذه
الآية { للذين
أحسنوا
الحسنى
وزيادة } قال
إذا دخل أهل
الجنة الجنة
وأهل النار
النار نودوا
يا هل الجنة
إن لكم عند
الله وعدا
قالوا ما هو
ألم يبيض الله
وجوهنا ويثقل
موازيننا
ويدخلنا الجنة
وينجينا من
النار فيكشف
الحجاب فيتجلى
لهم فوالله ما
أعطاهم الله
شيئا أحب
إليهم من
النظر إليه
[-: 7718 :-] Suheyb bildiriyor:
Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Iyi davrananlara; daima
daha iyisi ve üstünü verilir ... " (Yunus 26) ayetiyle ilgili:
"Cennetlikler Cennete girdiklerinde: «Ey Cennet ahalisi! Sizin için
Allah'ın verdiği bir sözü vardır» diye seslenilir. Cennetlikler: «O söz nedir?
Yüce Allah yüzümüzü ak etmedi mi? Mizanımızı(n sevap kefesini) ağır yapmadı mı?
Bizi Cennete koyup cehennemden kurtarmadı mı?» diye karşılık verirler. Bunun
üzerine perde açılır ve Yüce Allah onlara tecelli eder. Allah'a yemin ederim
ki, Allah o gün Cennetliklere kendisini görmekten daha hoş bir şey
vermemiştir" buyurdu.
Tuhfe: 4968
1ıı70'da tekrar gelecek.
Diğer tahric: Müslim
(181); İbn Mace (187); Tirmizi (2552, 3105).
أخبرنا محمد
بن سلمة
والحارث بن
مسكين قراءة عليه
عن بن القاسم
قال حدثني
مالك عن أبي
الزناد عن
الأعرج عن أبي
هريرة أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
يضحك الله إلى
رجلين يقتل أحدهما
الآخر كلاهما
يدخل الجنة
يقاتل هذا في
سبيل الله
فيقتل ثم يتوب
الله على
القاتل فيقاتل
فيستشهد
[-: 7719 :-] Ebu Hureyre, Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Biri diğerini öldüren ancak sonunda her
ikisi de Cennete giren iki kişinin durumuna güler. Biri Allah yolunda savaşır
ve öldürülür. Sonra onu Allah, onu öldürenin tövbesini kabul eder ve (daha
sonra) o da Allah yolunda savaşıp şehid olur" buyurduğunu nakletmiştir.
Tuhfe: 13834
Daha önce 4358'de
tahrici geçmişti.
أخبرنا محمد
بن سلمة قال
ثنا بن القاسم
عن مالك قال
ثنا بن شهاب
عن أبي عبد الله
الأغر وأبي
سلمة عن أبي
هريرة أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
ينزل الله
تعالى كل ليلة
إلى السماء
الدنيا حتى
يبقى ثلث
الليل الأخير
فيقول من
يدعوني
فأستجيب له من
يسألني فأعطيه
من يستغفرني
فأغفر له
[-: 7720 :-] Ebu Hureyre'nin
naklettiğine göre Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Yüce
Allah, her gecenin son üçte biri kalınca dünya semasına iner ve der ki: «Kim
Bana dua eder, duasını kabul edeyim. Kim Benden ister, istediğini vereyim. Kim
Benden bağışlanma diler, kendisini bağışlayayım»" buyurdu.
Daha sonra 10237,
10238, 10339, 10340, 10241, 10242, 10243i 10244, 10245, 10246, 10247'de tekrar
gelecek. - Tuhfe: 13463
Diğer tahric: Buhari
(1145, 6321, 7494); Müslim (758, 168, 169, 170, 171, 172); Ebu Davud (1315,
4733); İbn Mace (1366); Tirmizi (446, 3498); Ahmed, Müsned (7509); İbn Hibban
(919, 920).
أخبرنا
عمران بن بكار
قال ثنا محمد
بن المبارك
الصوري قال
ثنا يحيى بن
حسان عن هشيم
عن إسماعيل بن
أبي خالد عن
قيس قال رأيت
معاوية وقد نقه
من مرضة مرضها
وهو يخطب وقد
حسر عن ذراعيه
وهما كأنهما
عسيب نخل وهو
يقول هل
الدنيا إلا
كما ذقنا وجربنا
والله لوددت
أني لا أخير
فيكم فوق ثلاث
حتى ألحق
بالله فقام
إليه رجل فقال
إلى رحمة الله
يا أمير
المؤمنين قال
بل إلى ما شاء
الله لي والله
يعلم أني لم
ألو عن الحق
ولو كره الله
شيئا لغيره
[-: 7721 :-] Kays bildiriyor:
Muaviye'yi, bir hastalığından henüz iyileşmiş olarak minberde gördüm, ellerini
kollarını sıvamış, bir hurma dalı gibi görünüyorlardı. Muaviye şöyle diyordu:
"Dünya, tattığımız ve denediğimizden başka bir şey mi? Valiahi sizin
aranızda üç günden fazla kalmadan Allah'a kavuşmayı dilerim." Bir adam
kalkıp: "Allah'ın rahmetine ey müminlerin emiri" deyince, Muaviye:
"Allah'ın benim
için istediği şeye ... Allah, benim haktan ayrılmadığımı biliyor. Eğer Allah dileseydi
bu olanları değiştirirdi" karşılığını verdi.
Tuhfe: 11437
Bu Hadisi Kütüb-i
Sitte sahiplerinden Sadece Nesai rivayet etmiştir.